16 Kasım 2010 Salı

Dayım ve bayram...

Yine gecenin bu saatinde yokluğun düştü gönlüme.
Gelmiyorsun nicedir rüyalarıma bile.
İhmal etmedim hiç dualarını, bu kırgınlık niye?
Sende beni yokluğunla terbiye etme.
Açma bu kadar arayı, gel yine düşlerime.

Rüyalarıma güvenerek yok saymadım seni.
Gittin ama yok olmadın, başka bir boyutdasın şimdi.
Çok mu yorgunsun, çok mu yordular seni.
Gelemeyişlerine sunduğun sebep neydi?
Çok özledim dayı, sabah olmadan göster bana kendini.

Hem bak bu bayram aramızda kilometreler yok.
Bir nefes uzağımdasın.
Soluğum olup çıkıyorsun içimden.
Bayramları sevmem bilirsin, kilometreler yüzünden.

Senin koltuğunu ayrı tutacağım bu bayram.
Rüyamda da gelip oturduğun koltuk olacak.
Gelenlerle beraber ağırlayacağım seni.
Bol bol çay demliyeceğim, soğuktu yüzün içinin ısınmasıydı istediğim.

Ağlamayacağım geldiğini gördüğümde.
Giderken de bakmayacağım ardından.
El sallamayacağım balkondan, bu bir veda sahnesi değil ki.
Çocukken babamı göreve yolladığım şekilde yollayacağım seni.
Yarına seninle uyanacakmış gibi.

Dodo'ya verdiğin dolar duruyor dolabımda.
O bile eskimiş, yıpranmışken, sen nasılsın kim bilir oralarda...
Hastamı oldun yoksa dayı, iyi bakmadılar mı sana?

Neyse buradan ne desem faydasız, ben yanına gelince sorarım bir bir hesaplarımı ama...
İhmal de etme beni, bayramlaşalım dayı.
Ellerinden öperim, seni çok seviyorum her iki cihanda da...

Özlem ÖZTÜRK

7 yorum:

  1. Dayın çok mu uzaklarda?

    YanıtlaSil
  2. Belki bunu iki sene önce sorsaydınız, evet uzaklarda diye cevap verebilirdim. Ancak ölümü bir yok oluş, bir mesafe olarak görmüyorum artık. Bu yüzden uzaklarda değil, sadece ziyaretlerini seyrekleştirdi hayatıma.

    YanıtlaSil
  3. Sanırım Foça'da mı bu dünyadan göçüp gitti. Dayını demek çok seviyordunuz. Sen merak etmemelisin ki senin gerçekten de dostların sveni unutmayacak ve senin yalnızlığını hissettirmeyecekler.

    YanıtlaSil
  4. Hayır, Samsunda. Dayım çocukluğumda ailemi kaybetme korkusu duyduğum her noktada benim sığınağımdı. Aileme birşey olursa dayım var, o bana bakar derdim. Çok şükür aileme birşey olmadı. Ama dayım 49 yaşında kalp krizinden öldü. Hem de yoğun bakımda sadece bir kaç saat dayanabilerek.
    O zaman birşeyler eksildi hayatımdan...

    YanıtlaSil
  5. Allah rahmet etsin O'na.. Onun hatırası daima yaşayacaktır yüreğinde. İşte hayat buu.. Ama geride bırakacağımız iyilikler olmalı. Öyle anılmalıyız. Yine de biz nefes alış verişimizin hakkını vermeliyiz yaşadıkça. Bazı değerlerin varlığı bizi hoşnut bırakarak varlığını sürdürür. Bu dünyada olmasada başka boyutlarda yeni bir başlangıçtır aslında. Kuru soğan yavan ekmek yeseök de maneviyat zenginliği içinde yaşayabilsek. Moral değerler bizim takatımızı arttırır. Kendimize olan güveni sağlar. İnanıp güveneceğimiz insanlar (Dostlar) olmalı yaşamımızda. Bu dünyada herkes ölmeyecekmiş gibi, bu dünyada kazık çakacvkmış gibi duruyor. Hayatlarını hep maddi değerler için pilanlıyor. Gönül almak nedir derseniz? O da nek ila. diye cevap verirler. Bizler insan olma bilincini taşıyorsak mutluluğumuzu engelleyecek hiç bir bend duramaz irademiz karşısında. Keşke herkes bunu düşünebilse de biz de bu düşünceleri paylaşabilsek.

    YanıtlaSil
  6. Bu dua benim dilimden ve gönlümden düşmez hiç.
    Belki de sen de biliyorsundur.
    Ama ben hatırlatmış olayım.
    Bu gecenin duası da bu olsun;



    "Rabbi yessir
    Vela tüassir
    Rabbi temmim
    Bil hayır.."

    YanıtlaSil
  7. Herşeyin başında kullandığımız bir duadır bilirim. Bu gecenin ve her gecenin duası olsun profösör. Dilimizden de, gönlümüzden de eksik olmasın...

    YanıtlaSil