24 Mart 2011 Perşembe

ORGAN BAĞIŞI ÜZERİNE

















Ben bugün kendimce en iyi olanı yaptım. İzmir İl Sağlık Müdürlüğüne gidip, bütün organlarımı bağışladım.Ölüm anında, kimi arayalım cümlesi çok acı olsa da,büyük bir metanetle soruları yanıtladım.

Aslında uzun zamandır yapmak istediğim bir şeydi.Bu isteği bende ilk uyandıran Yedi Yaşam filmiydi.Will Smith’e oldum olalı bir hayranlık beslerdim zaten ama,bu filmde bambaşka aşık etmişti kendine beni.
İzlemeyenler için kesinlikle öneriyorum, filmede herkesin payına düşen bir şeyler olduğuna inanıyorum.

Filmin ardından, üstüne tatlı niyetine bir de Canan Tan okunmalı.En Son Yürekler Ölür demiş, öyle de olmuş zaten. Kitabı bir solukta okudum. Normalde de Canan Tan’ın dilini seviyorum. Beni hiç yormuyor.

Kitapta olanlar İzmir’de geçiyor. Orada da organ bağışının üzerinde çok duruluyor. Okurken öyle bir his veriyor ki insana, hala neden organlarımı bağışlamadım dedirtiyor. Ben bunun için geç bile kaldım aslında. Böyle sağlam iki teşvikim varken neden ertelemişim anlayamıyorum.

İl Sağlığa girdiğimde, koridorda öyle büyük adımlar atıyordum ki, bir an önce kartımı almak o imzayı atmak, geç kaldım özür dilerim demek istercesine.

Doktor Hanım çok şaşırdı beni karşısında görünce.Nasıl bu karara vardınız, bize çok gelmez böyle kendi isteğiyle insanlar dedi. Ona da aynı şeyi söyledim. Aslında uzun zaman önce aldığım kararı uyguluyorum dedim. Müthiş derecede huzurluyum şimdi, dünyanın en güzel işini yapmış gibi.

Birgün bana bir şey olursa, benden bir şeyler bırakacak olduğumu bilmek, bir çocuğa korneamın ışık olması, bir kadına kalbimin hayat olması ve daha bir çok organımın başka bedenlerde yer bulması tahmin edilmez bir huzurla doldurdu içimi. Sanki hayat bir oyunmuş da, ben can kazanıyormuşum gibi.

Diyeceğim o ki, izleyin o filmi, okuyun o kitabı, gözü görmeyen birini yoldan geçirmeyi deneyin. Ama bunu yaparken ona dokunun, elini tutun. Güneşi görmekten umudunu kesmiş insanları görün. Hissedin yaşadıkları eksikliğe rağmen hayata tutunuşlarını. Ya da gidin bir hastanenin önüne. Çaresizce, umutsuzca bekleyen insanları görün, şükredin halinize. Ve sonra bağışlayın kalbinizi, hiç görmediğiniz birilerine. Eminim sizde çok huzur duyacaksınız. Süper Marioymuş gibi can kazanacaksınız.

Sevgilerimle…

Özlem ÖZTÜRK